Öğrencilerin kitap okuma alışkanlığını artırmak için 2016 yılında Van’daki bir okulda başlatılan Endülüs Okuma Projesi, vakit içinde 19 farklı kente yayıldı. Gönüllük aslına dayalı projedeki öğrenciler hem kitap okuyarak, kendilerini geliştiriyor tıpkı vakitte sorumluluk sahibi oluyor. Endülüs Okuma Projesi Türkiye koordinatörlerinden Türkçe Öğretmeni Emrah Atiş, projenin uygulandığı Kahramanmaraş’taki Zeki Karakız Ortaokulu’nu ziyaret etti. Endülüs Okuma Projesi’nin 6 yılda Türkiye’nin en büyük kitap okuma projesine dönüştüğünü belirten Emrah Atiş, “Projemiz 2016 yılında bir okulda ve tek bir sınıfta başladı. Şu an 20 kentte 200’ün üzerinde okula ulaşmış durumdayız. Toplamda 20 bine yakın öğrenci etkin bir biçimde kitap okuyor” dedi.
ÖĞRETEN MERKEZLİ BİR YAKLAŞIM BELİRLİYORUZ
Proje kapsamında kütüphanelerde 12 farklı ruhsal teknik uygulandığına dikkat çeken Atiş, “Bu teknikler yardımıyla öğrencileri zorlayarak değil; büsbütün gönüllük temeline göre projeye dahil etmiş oluyoruz. Proje seçiminde hem öğrenci hem öğretmenler için muhakkak kriterlerimiz var. Öncelikle öğreten merkezli bir yaklaşım belirliyoruz. Bir okulumuz projeye katılmak için müracaatta bulunduğunda, evvela öğretmen ile bir mülakatımız oluyor. Öğretmenimize projemizin gönüllülük asıllarından, zorluklarından bahsediyoruz, bunları kabul ettikten daha sonra projeye dahil ediyoruz Öğrenciler de gönüllülük aslına bakılırsa projeye dahil oluyor” diye konuştu.?
PROJEMİZE HERKESİ ALMIYORUZ
Proje öncesi öğrencilerin birtakım testlerden geçtiğini anlatan Atiş, “Gelip kapıda 1-2 hafta dursa bile ‘Bizim evvel seni bir gözlemlememiz gerekiyor. Öğretmenlerinin en azından 2 haftalık mühlet zarfında projeye girip, girmemen ile alakalı iletecekleri bir raporun olması gerekiyor. Projemize herkesi almıyoruz. Bu projeye giren şahıslar, özel kişiler’ diyoruz. Özelden kastımız; yalnızca fazlaca güzel öğrenciler ya da en çok kitap okuyan öğrenciler değil. Türkiye çapında projemize dahil olan öğrencilerden yüzde 35-40’ı; okulun en âlâ, en epeyce kitap okuyan, akademik olarak en başarılı öğrencileri. Geriye kalanların büyük çoğunluğu okulun en faal öğrencileri” dedi.
OKUNAN KİTAP SAYISI 250 BİN OLDU
Okunan kitap daha sonrası küçük bir imtihan olduğunu, geçmesi durumunda öğrencinin yeni kitap aldığını tabir eden Atiş, “Okunan kitapların özetinin dinlenildiği bir sistemimiz var; bu sistemi de öğrenciler kendisi yürütüyor. Özet dinleme grubumuz var; bu takımdaki öğrenciler, gelen her kitabın özetini dinliyor. Özet dinleme takımındaki öğrenci, kitabın okunduğundan emin olduktan daha sonra kitap değişimine müsaade veriyor. Türkiye genelinde geçen sene toplamda 250 bine yakın kitap okuduk. Bu okunan her bir kitabın teker teker özetini dinledik. Öğrenciye her bir kitap hakkında en az 3, en çok 10 soru yönelttik. Bu sorulara karşılık verdikten daha sonra kitabı değiştirdik” diye konuştu.?
800 KİTAPLIK BİR BİRİKİM İLE MEZUN OLUYORLAR
Kitap özetleri yardımıyla öğrencilerin anlatma maharetini geliştirdiğini, bunun da öz inanca ve kritik yapmaya önemli katkı sağladığını söz eden Atiş, “Sadece roman ya da kıssa okutturmuyoruz, fikir kitapları da okutturuyoruz. Çocuğun birfazlaca alanda, biroldukca açıdan gelişmesine katkı sunmak istiyoruz. Kitapları da aşikâr kriterlere bakılırsa seçiyoruz. Türk lisanının zenginliğini ortaya koyacak kitaplar okutturuyoruz. Bundan kastım; yabancı müellifleri okutmuyoruz katiyen değil. Çevirisi en âlâ olan yabancı kitapları okutturuyoruz” dedi.
Endülüs Okuma Projesi’ne geçen yıl dahil edilen Zeki Karakız Ortaokulu’nda, 170 öğrencinin 6 ayda 3 bin 54 kitap okuduğuna ve bunun da aylık ortalama 18-20 kitaba denk geldiğine dikkat çeken Atiş, “Türkiye’de neredeyse okullarımızın tamamında 200 bandını geçen öğrenci oluyor. Bir periyotta 200 kitap okumuş ve bu 200 kitabı anlatma imkanı bulmuş oluyor. 5’inci sınıftan 8’inci sınıfa kadar öğrencinin her yıl 200 kitap okuduğunu düşünürseniz; 800 kitaplık bir birikim ile mezun olmuş oluyor” dedi.
Zeki Karakız Ortaokulu’nda öğrenciler ise proje yardımıyla hem daha fazla kitap okumaya başladıklarını birebir vakitte bunun derslerine katkı sağladığını söylemiş oldu.
ÖĞRETEN MERKEZLİ BİR YAKLAŞIM BELİRLİYORUZ
Proje kapsamında kütüphanelerde 12 farklı ruhsal teknik uygulandığına dikkat çeken Atiş, “Bu teknikler yardımıyla öğrencileri zorlayarak değil; büsbütün gönüllük temeline göre projeye dahil etmiş oluyoruz. Proje seçiminde hem öğrenci hem öğretmenler için muhakkak kriterlerimiz var. Öncelikle öğreten merkezli bir yaklaşım belirliyoruz. Bir okulumuz projeye katılmak için müracaatta bulunduğunda, evvela öğretmen ile bir mülakatımız oluyor. Öğretmenimize projemizin gönüllülük asıllarından, zorluklarından bahsediyoruz, bunları kabul ettikten daha sonra projeye dahil ediyoruz Öğrenciler de gönüllülük aslına bakılırsa projeye dahil oluyor” diye konuştu.?
PROJEMİZE HERKESİ ALMIYORUZ
Proje öncesi öğrencilerin birtakım testlerden geçtiğini anlatan Atiş, “Gelip kapıda 1-2 hafta dursa bile ‘Bizim evvel seni bir gözlemlememiz gerekiyor. Öğretmenlerinin en azından 2 haftalık mühlet zarfında projeye girip, girmemen ile alakalı iletecekleri bir raporun olması gerekiyor. Projemize herkesi almıyoruz. Bu projeye giren şahıslar, özel kişiler’ diyoruz. Özelden kastımız; yalnızca fazlaca güzel öğrenciler ya da en çok kitap okuyan öğrenciler değil. Türkiye çapında projemize dahil olan öğrencilerden yüzde 35-40’ı; okulun en âlâ, en epeyce kitap okuyan, akademik olarak en başarılı öğrencileri. Geriye kalanların büyük çoğunluğu okulun en faal öğrencileri” dedi.
OKUNAN KİTAP SAYISI 250 BİN OLDU
Okunan kitap daha sonrası küçük bir imtihan olduğunu, geçmesi durumunda öğrencinin yeni kitap aldığını tabir eden Atiş, “Okunan kitapların özetinin dinlenildiği bir sistemimiz var; bu sistemi de öğrenciler kendisi yürütüyor. Özet dinleme grubumuz var; bu takımdaki öğrenciler, gelen her kitabın özetini dinliyor. Özet dinleme takımındaki öğrenci, kitabın okunduğundan emin olduktan daha sonra kitap değişimine müsaade veriyor. Türkiye genelinde geçen sene toplamda 250 bine yakın kitap okuduk. Bu okunan her bir kitabın teker teker özetini dinledik. Öğrenciye her bir kitap hakkında en az 3, en çok 10 soru yönelttik. Bu sorulara karşılık verdikten daha sonra kitabı değiştirdik” diye konuştu.?
800 KİTAPLIK BİR BİRİKİM İLE MEZUN OLUYORLAR
Kitap özetleri yardımıyla öğrencilerin anlatma maharetini geliştirdiğini, bunun da öz inanca ve kritik yapmaya önemli katkı sağladığını söz eden Atiş, “Sadece roman ya da kıssa okutturmuyoruz, fikir kitapları da okutturuyoruz. Çocuğun birfazlaca alanda, biroldukca açıdan gelişmesine katkı sunmak istiyoruz. Kitapları da aşikâr kriterlere bakılırsa seçiyoruz. Türk lisanının zenginliğini ortaya koyacak kitaplar okutturuyoruz. Bundan kastım; yabancı müellifleri okutmuyoruz katiyen değil. Çevirisi en âlâ olan yabancı kitapları okutturuyoruz” dedi.
Endülüs Okuma Projesi’ne geçen yıl dahil edilen Zeki Karakız Ortaokulu’nda, 170 öğrencinin 6 ayda 3 bin 54 kitap okuduğuna ve bunun da aylık ortalama 18-20 kitaba denk geldiğine dikkat çeken Atiş, “Türkiye’de neredeyse okullarımızın tamamında 200 bandını geçen öğrenci oluyor. Bir periyotta 200 kitap okumuş ve bu 200 kitabı anlatma imkanı bulmuş oluyor. 5’inci sınıftan 8’inci sınıfa kadar öğrencinin her yıl 200 kitap okuduğunu düşünürseniz; 800 kitaplık bir birikim ile mezun olmuş oluyor” dedi.
Zeki Karakız Ortaokulu’nda öğrenciler ise proje yardımıyla hem daha fazla kitap okumaya başladıklarını birebir vakitte bunun derslerine katkı sağladığını söylemiş oldu.