Actinopteri
New member
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. La Pergola by Heinz Beck, giderek bölgenin güzelliğine, İtalyan kültürüne ve misafirperverliğine odaklanan yeni bir çağa başlamaya hazır. Yenilenme radikaldir. Patrick Jouin ve Sanjit Manku tarafından kurulan Parisli mimarlık ve tasarım stüdyosu Jouin Manku'nun imzasını taşıyan bir projeyle iç dekorasyonla başlıyoruz. La Pergola'nın terasından tüm ihtişamıyla izlenebilen Ebedi Şehir'in tonlarından ilham alan oda, aydınlık ve uyumlu çizgilerle yeniden tasarlanmış, renkler ise sıcak ve sarmalayıcı. Tasarımcılar, Roma'nın özünü restoran odalarına taşımak, konuklara somut ve soyut olanın buluştuğu, her şeyi kapsayan daha kapsamlı bir deneyim sunarak benzersiz bir alan yaratmak istediler.
Bu yeni mekanlarda traverten, Alcantara, pişmiş toprak ve ipek gibi malzemeler bir araya gelerek ziyaretçiler için sıcak ve davetkar bir ortam yaratılıyor. Restoranın tüm alanlarını tavandaki dalgalı kumaştan zarif bir şekilde aydınlatan ışık sayesinde atmosfer daha da samimi hale geliyor. Bu yeni görünümde bile, Gallè cam koleksiyonu ve yeni bağlamda yeni bir konum bulan, güzelliklerini artıran ve aynı zamanda onları oldukça güncel kılan bazı tablolar da dahil olmak üzere, Rome Cavalieri sanat koleksiyonunun unsurları yer buluyor. Odanın yanı sıra mizansen alanında da değişiklik tam olacaktır. Masa, La Pergola için özel olarak tasarlanıp oluşturulan birçok unsurdan oluşuyor.
Trastevere'li Romalı sanatçı Madlen Ceramics'in elle yarattığı seramik çiçek vazolarından, Limonges seramiklerinin terzilik üretiminde uzmanlaşmış Fransız markası Feeling's'in bekleme tabaklarına kadar, üzerinde işlemeli bulduğumuz çiçek motifleriyle karakterize ediliyor. birinci odanın nişlerinin duvarlarının ipeği. Çatal bıçak takımı da özenle seçildi ve çeşitli teklifler arasından lezzetli yemekler için yumuşak ve temel çizgileriyle Christofle'nin Infini serisi, tatlı yemekler için ise her zaman botanik temasına uygun Jardin serisi seçildi. d'Eden'de her çatal bıçak takımının sarmaşıklar, bitkiler ve çiçeklerden oluşan gravürleri bulunuyor.
Menü de yeni. Felsefe, Heinz Beck'in mutfağını her zaman temsil eden, tüm bileşenlerinde yüzde 100 hammadde kullanımıyla sağlık, refah ve döngüsel mutfak kavramlarını temel alan, ancak artık atıklarda ciddi bir azalmaya ulaşan felsefedir. bazı durumlarda toplam haline gelir. Heinz Beck, mutfak ekibiyle birlikte bu dönemde doğada zaten var olan biyolojik veya enzimatik süreçlerle doğru sinerjiyi ve hammaddeden maksimum düzeyde yararlanmayı bulmaya odaklandı.
Ayrıca, en son teknolojiler aracılığıyla yeni ve giderek daha yoğun tatlar elde etme eğiliminde olan bitki dünyasına güçlü bir odaklanma var. Heinz Beck uzun zamandan beri yoğun ekimden elde edilen hammaddeleri biyodinamik ve rejeneratif veya spontan ekimden elde edilen ürünlerle değiştirmeye başlamıştı ve şimdi her şeyden önce bu son derece hassas hammaddelerin korunmasına ve çoğu durumda 'çok kısa bir süre' ile korunmasına odaklandı. raf ömrü. En eski muhafaza tekniklerini en modern tekniklerle birleştirerek, yeni menüdeki yemeklerde kolaylıkla fark edilebilecek mükemmel sonuçlar elde etti.
Bu konseptlere ek olarak yemekler aynı zamanda şefin İtalyan şenliği vizyonunu da temsil etmek istiyor. Aslında konuklar, yolculuklarına belki de diğerlerinden daha çok gerçek İtalyanlığı temsil eden an ile başlama fırsatına sahip olacaklar; bu an, en eski geleneklere bir yolculuğu temsil edecek bir dizi yemeğin üzerinde servis edilen aperitiftir. topraklarımızın her köşesi zengindir. Aslında sadece yemeklerle değil, ülkenin dört bir yanından gelen doğal malzeme ve taşlarla yapılan hizmet için seçilen desteklerle de denizin lezzetlerinden dağların lezzetlerine geçeceğiz.
Menü bütünüyle mutlak ilgi çekicidir. Yeni yemekler arasında '%0,1' Şef Beck'in yeni yemekleriyle iletmek istediği mesajı en iyi temsil eden yemek. Çoğu zaman insan, doğada zaten var olan şeylere gereken ilgiyi göstermeden kaynakları gereksiz bir şekilde inşa etme ve üretme eğilimindedir. '%0,1' adı, dünya biyokütlesi ile karşılaştırıldığında insan tarafından kaplanan alanın yüzdesidir ve Giuseppe Perugini'nin 'Casa Albero' adlı eserinde çok iyi ifade ettiği gibi, insanın küçük biyokütlesinde genellikle soğuk ve aseptik maddelerle nasıl etkilendiğini temsil eder. Fregene.
Beck'in yemeğinde anlatım, doğanın gücü tarafından yeniden emilen, dondurularak kurutulmuş domates ve odun kömüründen yapılmış, Roma sokaklarının kaldırımlarından alınmış tipik bir porfir küpü olan bir arnavut kaldırımına emanet edilmiştir. onu çevreliyorlar ve insanın işgal ettiği bölgeyi yeniden ele geçiriyorlar.
Roma'ya gerçek anlamda hürmet konusunda hiçbir eksiklik yok. Koyun etinin yoğunluğunu mikropla aktifleşen baklagillerle ustaca birleştiren 'Antik Appia'daki kuzu', plaka üzerindeki düzenlemesi Ebedi Şehir'in en güzel ve önemli caddelerinden birinin kaldırım desenini tasarlıyor. Heinz Beck'in mutfağını her zaman tanımlayan sıfatlarla karakterize edilen yepyeni bir sezon. Sağlıklı, hafif ve Akdeniz kokularıyla.
Bu yeni mekanlarda traverten, Alcantara, pişmiş toprak ve ipek gibi malzemeler bir araya gelerek ziyaretçiler için sıcak ve davetkar bir ortam yaratılıyor. Restoranın tüm alanlarını tavandaki dalgalı kumaştan zarif bir şekilde aydınlatan ışık sayesinde atmosfer daha da samimi hale geliyor. Bu yeni görünümde bile, Gallè cam koleksiyonu ve yeni bağlamda yeni bir konum bulan, güzelliklerini artıran ve aynı zamanda onları oldukça güncel kılan bazı tablolar da dahil olmak üzere, Rome Cavalieri sanat koleksiyonunun unsurları yer buluyor. Odanın yanı sıra mizansen alanında da değişiklik tam olacaktır. Masa, La Pergola için özel olarak tasarlanıp oluşturulan birçok unsurdan oluşuyor.
Trastevere'li Romalı sanatçı Madlen Ceramics'in elle yarattığı seramik çiçek vazolarından, Limonges seramiklerinin terzilik üretiminde uzmanlaşmış Fransız markası Feeling's'in bekleme tabaklarına kadar, üzerinde işlemeli bulduğumuz çiçek motifleriyle karakterize ediliyor. birinci odanın nişlerinin duvarlarının ipeği. Çatal bıçak takımı da özenle seçildi ve çeşitli teklifler arasından lezzetli yemekler için yumuşak ve temel çizgileriyle Christofle'nin Infini serisi, tatlı yemekler için ise her zaman botanik temasına uygun Jardin serisi seçildi. d'Eden'de her çatal bıçak takımının sarmaşıklar, bitkiler ve çiçeklerden oluşan gravürleri bulunuyor.
Menü de yeni. Felsefe, Heinz Beck'in mutfağını her zaman temsil eden, tüm bileşenlerinde yüzde 100 hammadde kullanımıyla sağlık, refah ve döngüsel mutfak kavramlarını temel alan, ancak artık atıklarda ciddi bir azalmaya ulaşan felsefedir. bazı durumlarda toplam haline gelir. Heinz Beck, mutfak ekibiyle birlikte bu dönemde doğada zaten var olan biyolojik veya enzimatik süreçlerle doğru sinerjiyi ve hammaddeden maksimum düzeyde yararlanmayı bulmaya odaklandı.
Ayrıca, en son teknolojiler aracılığıyla yeni ve giderek daha yoğun tatlar elde etme eğiliminde olan bitki dünyasına güçlü bir odaklanma var. Heinz Beck uzun zamandan beri yoğun ekimden elde edilen hammaddeleri biyodinamik ve rejeneratif veya spontan ekimden elde edilen ürünlerle değiştirmeye başlamıştı ve şimdi her şeyden önce bu son derece hassas hammaddelerin korunmasına ve çoğu durumda 'çok kısa bir süre' ile korunmasına odaklandı. raf ömrü. En eski muhafaza tekniklerini en modern tekniklerle birleştirerek, yeni menüdeki yemeklerde kolaylıkla fark edilebilecek mükemmel sonuçlar elde etti.
Bu konseptlere ek olarak yemekler aynı zamanda şefin İtalyan şenliği vizyonunu da temsil etmek istiyor. Aslında konuklar, yolculuklarına belki de diğerlerinden daha çok gerçek İtalyanlığı temsil eden an ile başlama fırsatına sahip olacaklar; bu an, en eski geleneklere bir yolculuğu temsil edecek bir dizi yemeğin üzerinde servis edilen aperitiftir. topraklarımızın her köşesi zengindir. Aslında sadece yemeklerle değil, ülkenin dört bir yanından gelen doğal malzeme ve taşlarla yapılan hizmet için seçilen desteklerle de denizin lezzetlerinden dağların lezzetlerine geçeceğiz.
Menü bütünüyle mutlak ilgi çekicidir. Yeni yemekler arasında '%0,1' Şef Beck'in yeni yemekleriyle iletmek istediği mesajı en iyi temsil eden yemek. Çoğu zaman insan, doğada zaten var olan şeylere gereken ilgiyi göstermeden kaynakları gereksiz bir şekilde inşa etme ve üretme eğilimindedir. '%0,1' adı, dünya biyokütlesi ile karşılaştırıldığında insan tarafından kaplanan alanın yüzdesidir ve Giuseppe Perugini'nin 'Casa Albero' adlı eserinde çok iyi ifade ettiği gibi, insanın küçük biyokütlesinde genellikle soğuk ve aseptik maddelerle nasıl etkilendiğini temsil eder. Fregene.
Beck'in yemeğinde anlatım, doğanın gücü tarafından yeniden emilen, dondurularak kurutulmuş domates ve odun kömüründen yapılmış, Roma sokaklarının kaldırımlarından alınmış tipik bir porfir küpü olan bir arnavut kaldırımına emanet edilmiştir. onu çevreliyorlar ve insanın işgal ettiği bölgeyi yeniden ele geçiriyorlar.
Roma'ya gerçek anlamda hürmet konusunda hiçbir eksiklik yok. Koyun etinin yoğunluğunu mikropla aktifleşen baklagillerle ustaca birleştiren 'Antik Appia'daki kuzu', plaka üzerindeki düzenlemesi Ebedi Şehir'in en güzel ve önemli caddelerinden birinin kaldırım desenini tasarlıyor. Heinz Beck'in mutfağını her zaman tanımlayan sıfatlarla karakterize edilen yepyeni bir sezon. Sağlıklı, hafif ve Akdeniz kokularıyla.