Ulusal Savunma Bakanlığı (MSB), Karadeniz’de sürüklenen mayın tehlikesine yönelik Romanya ve Bulgaristan’ın yanı sıra ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak gerekli önlemlerin alınmasına devam edildiğini bildirdi.
MSB Basın ve Halkla Münasebetler Müşavirliği Tahlil ve Kıymetlendirme Subayı Binbaşı Pınar Kara tarafınca Bakanlık’taki Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgilendirme Merkezi’nde bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Kara, görüşmede yaptığı konuşmada, terörle gayret harekatları kapsamında FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı uğraşın artan bir şiddet ve tempoda terörü ve teröristleri kaynağında etkisiz hale getirme anlayışıyla devam ettiğini belirtti.
Pınar Kara, “Bu kapsamda 1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 17’si büyük, 66’sı orta çaplı olmak üzere 83 operasyon icra edilerek 92 terörist etkisiz hale getirildi. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil 33 bin 976 terörist etkisiz hale getirilmiştir.” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Irak ve Suriye’nin kuzeyinden halka ve güvenlik güçlerine yönelik terör taarruzlarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak gayesiyle, teröristlere hiç bir vakit hiç bir yerde rahat edemeyeceklerini açıkça gösterdiğini söyleyen Kara, yapılan tesirli terörle çaba operasyonları kararında terör örgütünde çöküşün hızlandığını, bu durumun elebaşıları tarafınca da açıkça söz edilmeye başlandığını vurguladı.
Hudut güvenliği
Hudutlarda kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin ve sistemsiz göçmen akınının engellenmesi ile teröristle çabada aktifliğin artırılması kapsamında yürütülen faaliyetleri aktaran Kara, şunları söylemiş oldu:
“2022 yılında İran hududunda 20 bin 565 şahıs engellenmiş, 328 şahıs yakalanmıştır. Alınan ek ve aktif önlemler yardımıyla mart ayında tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 458 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 44’ü FETÖ mensubu olmak üzere 72’si teröristtir. 35 bin 742 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir.
bir daha bu vakitte icra edilen operasyonlarda 62 kilogram uyuşturucu, 6 bin 210 paket sigara, 141 bin 900 adet çeşitli uyuşturucu hap ve 1192 adet türlü silah ele geçirilmiştir.”
“Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü önlem alınmaktadır”
Kara, Suriye’de hayatın olağanlaşmasına yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerinin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli olarak yürütüldüğünü bildirdi.
Terör örgütlerinin başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere öbür bölgelerden de sivillere ve birliklere atak arayışlarının sürdüğünü lisana getiren Kara, “1 Ocak’tan itibaren harekat bölgelerimize terör örgütü tarafınca 260 taciz ve akın gerçekleştirilmiş, kahraman komandolarımızın anında müdahalesi ile gerekli karşılık verilerek 616 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü önlem alınmaktadır.” diye konuştu.
“Uluslararası meselelerin güzel komşuluk bağları çerçevesinde tahlili için efor harcıyoruz”
TSK’nın Ege ve Akdeniz’de Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini müdafaaya, Kıbrıs Adası’nda milletlerarası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam ettiğini belirten Kara, tüm meselelerin milletlerarası hukuk ve âlâ komşuluk bağlantıları çerçevesinde tahlili için büyük efor harcandığını söylemiş oldu.
Yunanistan’ın, askeri deniz ve hava araçları ile gayri askeri statüdeki adalara yönelik ihlallerine devam ettiğini lisana getiren Kara, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Yunanistan, 2022 yılında 423 ihlal gerçekleştirmiş, bir daha bu vakitte kelam konusu adalara 11’i savunma bakan yardımcısı tarafınca olmak üzere 19 ziyaret gerçekleştirerek memleketler arası hukuku ihlal etmeye devam etmiştir. Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalara yönelik askeri faaliyetleri, Lozan ve Paris Barış Antlaşmalarının gayri askeri statüye ait kararlarının ‘esastan ihlali’ manasına gelmektedir. Bu bahisteki hukuksuzluğu her türlü platformda muhataplarımıza iletmeye devam edeceğiz.
Kelam konusu ihlal ve ziyaretlere karşı diplomatik kanallardan gerekli teşebbüslerde bulunulmakta, mütekabiliyet kapsamında faaliyetler yürütülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Yunanistan Başbakanı (Kiryakos) Miçotakis’in İstanbul’da bir ortaya gelmesi ve ilgilerimizde çizdikleri çerçeve doğrultusunda, NATO Savunma Bakanları olağanüstü Toplantısı’nda Sayın Bakanımız ile Yunan Savunma Bakanı’nın görüşmesinde milletlerarası hukukun kıymeti, diyalog kanallarının açık tutulması ve müspet gündeme odaklanılması konuları ele alınmış ve her iki bakan İnanç Artırıcı Tedbirler Toplantısı’nın dördüncüsünün Ankara’da en kısa müddette yapılması konusunda mutabık kalmıştır. Temennimiz, Türk ve Yunan halklarının bölge zenginliklerinden de adil bir biçimde istifade ederek barış, refah ve itimat ortasında yaşaması, Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan içinde dostluk denizi olmasıdır.”
“Acilen bir ateşkes ilan edilmesi önemli”
Rusya ile Ukrayna içinde yaşanan, gerek bölgenin gerekse dünyanın güvenliğine önemli bir tehdit teşkil eden gelişmeleri yakından izlediklerini belirten Kara, “Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik milletlerarası hukuka muhalif bu durumun diplomatik yollarla çözülmesi davetimizi yinelıyor, daha fazla can kaybı yaşanmaması, huzur ve istikrar sağlanması için hemen bir ateşkes ilan edilmesinin kıymetli olduğunu bir kere daha vurguluyoruz.” tabirlerini kullandı.
Karadeniz’de güvenliğin sağlanması için Montrö Kontratı ile kurulan statükonun korunması gerektiğine inandıklarını vurgulayan Kara, şu biçimde konuştu:
“Türkiye, bugüne kadar mukaveleyi her vakit dikkatli, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uygulamıştır. Mevcut şartlar altında da Montrö Kontratı şeffaf bir halde uygulanacak, mukavelenin gerekleri yerine getirilmeye devam edilecektir.
Ayrıyeten insani yardım ve vatandaşlarımızın tahliyesi hedefiyle Ukrayna’ya gönderilen iki A400M nakliye uçağımız, ortaya çıkan gelişmelerden dolayı kuleler ve hava alanının kapanması üzerine Borispol Havaalanı’nda tahliye için beklemektedir. Uçakların emniyeti ve tahliyesi konusunda hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla temaslarımızı sürdürüyoruz.”
Karadeniz’de sürüklenen mayınlar
Karadeniz’de sürüklenen mayınlarla ilgili de kıymetlendirme yapan Kara, şunları lisana getirdi:
“Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız tarafınca 18 Mart 2022 tarihinde yayımlanan seyir duyurusu ile (NOTMAR) sürüklenen/serseri mayınların yaratabileceği seyir tehlikesi hakkında Karadeniz’de seyir yapan/yapacak denizciler uyarılmıştır. Batı Karadeniz’de deniz karakol uçağı, helikopter, İHA ile havadan, mayın avlama gemisi ve karakol gemileriyle denizden olmak üzere Kıyı Güvenlik Komutanlığı ve öteki kurumlarla koordineli olarak mayın gözetleme faaliyetlerine başlanmıştır. Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz yüksek hazırlık durumuna geçirilmiştir.
Bugüne kadar, 26 Mart’ta İstanbul Boğazı (batısı) yaklaşma sularında ve 28 Mart’ta İğneada açıklarında tespit edilen toplam 2 adet mayın SAS timlerimizce etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıyeten Romanya tarafınca da Köstence açıklarında bir adet mayın tespit ve imha edilmiştir. Sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek gayesiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafınca Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dahil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli önlemlerin alınmasına devam edilmektedir.”
“Bakan Akar, birinci günden itibaren Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla görüşmeler yaptı”
Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, birinci günden itibaren Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla görüşmeler yaptığını, NATO bağlamında da 16 Mart’ta icra edilen Savunma Bakanları olağanüstü Toplantısı’na katıldığını belirten Kara, Bakan Akar’ın, ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Gürcistan, Kanada, Yunanistan ve Letonyalı mevkidaşlarıyla da gerçekleştirdiği olumlu ve yapan görüşmelerde sorunların diyalog ve barışçıl prosedürlerle çözülmesi gerektiğine vurgu yapıldığını aktardı.
Türkiye’nin, bölge ve dünya barışı için problemlerin her vakit diyalogla tahlilinden yana olduğunu söz eden Kara, “Ülkemiz, ortasında bulunulan güvenlik ortamında da barışın hemen ve bir daha tesisi için elinden geleni yapmaya devam etmektedir.” diye konuştu.
Türkiye’nin 2022 yılında bir kara tugayı ile NATO’nun Birinci Müteakip Kuvvetler Kümesi (IFFG-İnitial Following Forces Group) sorumluluğunu üstlendiğini söyleyen Kara, “Karadeniz’in yanı sıra Balkanlar’daki ülkelerin istikrar, siyasi birlik ve toprak bütünlüğü ülkemiz için olduğu kadar bölge barışı ve huzuru için de değerlidir. Bu kapsamda başta Kosova ve Bosna-Hersek olmak üzere tüm Balkan ülkelerinin birlik ve bütünlük ortasında mevcudiyetini sürdürmesini istiyoruz. Ülkemiz, NATO’ya katıldığı 1952 yılından bu yana üstlenmiş olduğu tüm nazaranv ve misyonları muvaffakiyetle yerine getirmeye, NATO’nun faal ve yapan bir üyesi olmaya devam edecektir.” tabirlerini kullandı.
FETÖ ile gayret
Bakanlığın tüm ünitelerinin gerekli hassasiyeti göstererek yeni bilgi, evrak ve bilgiler ışığında FETÖ ile çabasını kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Kara, “15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24 bin 339 işçi ihraç edilmiştir. 1079 işçi hakkında ise idari süreç devam etmektedir. 1 Ocak-25 Mart 2022 tarihlerinde 268 işçi ihraç edilmiş, 154 emekli işçinin rütbeleri geri alınmış, 127 işçi nazaranve iade edilmiş, 12 emekli çalışanın rütbesi/unvanı iade edilmiştir.” dedi.
“Çalışmalar bu tarafta ilerliyor”
Öte yandan Ulusal Savunma Bakanlığı kaynakları, son devirde Fransa ile bağlantılara işaret edilerek SAMP-T ortak üretimine yönelik gelişmelere ait soru üzerine, taraflarla uzun periyodik SAMP-T konusunda çalışmalar yapıldığını söylemiş oldu.
SAMP-T konusundaki çalışmaların kaldığı yerden devam etmesinin doğal olduğunu lisana getiren kaynaklar, Türkiye’nin hava savunma sistemi muhtaçlığına dikkati çekti.
Ulusal imkanlarla üretimin yanı sıra tedarik prensipleri kapsamında bu mevzudaki çalışmaların devam ettiğini aktaran kaynaklar, “Önümüzdeki devirde de çalışmalarımız ülkemizin hak, alaka ve menfaatleri için uygun ve faydalı tahlile odaklanacak biçimde devam edecek. Çalışmalar ve görüşmeler de bu tarafta ilerliyor” sözlerini kullandı.
Fransa ve Türkiye askeri heyetlerinin gerçekleştirdikleri görüşmeye ait soruya da kaynaklar, “Görüşmelerde hem mevcut gelişmeler hem ikili ilgiler ayrıntılı biçimde ele alındı. Önümüzdeki devirde birlikte ne üzere çalışmalar yapılabileceğine ait fikir alışverişinde bulunuldu” dedi.
“Kimse ziyan görmeden bu tehlikenin bertaraf edilmesine odaklanıyoruz”
Bakanlık kaynakları, çeşitli sorular üzerine Karadeniz’deki mayın tehlikesine ait de değerlendirmede bulundu.
Mayınları “hasmın belirli bölgelere gemilerini getirmemesi için denize döşenen patlayıcılar” olarak tanımlayan Bakanlık kaynakları, “İki tip deniz mayınından bahsedilebilir. Bunlardan birincisi taban, başkası ise demirli mayındır. Taban mayını büsbütün denizin tabanına dökülürken demirli mayın muhakkak bir tartıyla atılan patlayıcılardır. Demirli mayınlar kimi vakit düzgün dökülmemesi yahut meteorolojik kaideler üzere dış etkenlerle demirlerinden yahut tellerinden kurtularak akıntı, rüzgar ve dalgaya tabi olarak hareket etmeye başlar. Bunlar ‘serseri/sürüklenen mayın’ olarak nitelendirilir.” formundaki teknik bilgiyi paylaştı.
Çatışmaların başlamasının akabinde Ukrayna’nın denizcilere yaptığı ilanlarla muhakkak bölgeleri mayınladığını duyurduğunu belirten kaynaklar, sonrasındasında Rusya’nın da iletiyle Ukrayna’nın döktüğü mayınların bir kısmının donanımlarından koparak “serseri mayın” olabileceğini söz ettiğini hatırlattı.
daha sonraki süreçte Deniz Kuvvetleri Komutanlığının NOTMAR yayımlayarak sürüklenen mayın riskine karşı Karadeniz’de seyir yapan tüm gemileri uyardığını kaydeden kaynaklar, “NOTMAR ile birlikte Deniz Kuvvetlerimiz, Karadeniz’deki keşif ve gözetleme faaliyetlerini artırdı.” diye konuştu.
26 Mart’ta Garipçe, 28 Mart’ta ise İğneada açıklarında tespit edilen iki mayını hatırlatan kaynaklar, “Söz konusu iki mayın, müteakip incelemelerde gereksinim duyulacak ayrıntıların alınmasının akabinde SAS timleri tarafınca emniyetli biçimde imha edildi. Tespit edilen mayınlara yönelik incelemeler hiç bir ihtimal göz arkası edilmeksizin her tarafıyla devam ediyor. Bu hususta kesin sonuçlara ulaşmadan rastgele bir açıklama yapmanın yanlışsız olmayacağını düşünüyoruz.” tabirlerini kullandı.
“Gerekli her türlü önlem alındı”
Sürüklenen mayın tehdidine karşı alınan önlemlere de dikkati çeken kaynaklar, şu açıklamalarda bulundu:
“Milli Savunma Bakanlığı olarak kimse ziyan görmeden bu tehlikenin bertaraf edilmesine odaklanıyoruz. Bu kapsamda Karadeniz’de deniz karakol uçağı, helikopter, İHA ile havadan, mayın avlama gemisi ve karakol gemileri ile denizden olmak üzere Kıyı Güvenlik Komutanlığı ve başka kurumlarla koordineli olarak mayın gözetleme faaliyetlerimiz devam ediyor. Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz ise yüksek hazırlık durumuna geçirildi. Öbür taraftan sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek niyetiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafınca Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dahil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli önlemlerin alınmasına devam ediliyor. Biz Karadeniz’de sorunların bölgesel sahiplik unsuru kapsamında kıyıdaş ülkelerin iş birliği ve uyumu ortasında tahlilinden yana olduğumuzu her vakit söz ettik. Şu kademede hem bizim hem kıyıdaş ülkelerin imkanlarının bu sorunu çözmeye kâfi olduğunu kıymetlendiriyoruz. “
Karadeniz’de sürüklenen mayınlara yönelik çeşitli sayıların ortaya atıldığı belirtilerek bununla ilgili tam sayının sorulması üzerine kaynaklar, “Bu bahiste söylem edilen sayılara epeyce prestij etmemek gerekir zira mevcut durum çerçevesinde sağlıklı bir sayıya ulaşmak mümkün gözükmüyor.” cevabını verdi.
AA / Ali Kemal Akan – Şimdiki
MSB Basın ve Halkla Münasebetler Müşavirliği Tahlil ve Kıymetlendirme Subayı Binbaşı Pınar Kara tarafınca Bakanlık’taki Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Basın Bilgilendirme Merkezi’nde bilgilendirme toplantısı yapıldı.
Kara, görüşmede yaptığı konuşmada, terörle gayret harekatları kapsamında FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG, DEAŞ başta olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı uğraşın artan bir şiddet ve tempoda terörü ve teröristleri kaynağında etkisiz hale getirme anlayışıyla devam ettiğini belirtti.
Pınar Kara, “Bu kapsamda 1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 17’si büyük, 66’sı orta çaplı olmak üzere 83 operasyon icra edilerek 92 terörist etkisiz hale getirildi. 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil 33 bin 976 terörist etkisiz hale getirilmiştir.” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Irak ve Suriye’nin kuzeyinden halka ve güvenlik güçlerine yönelik terör taarruzlarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğini sağlamak gayesiyle, teröristlere hiç bir vakit hiç bir yerde rahat edemeyeceklerini açıkça gösterdiğini söyleyen Kara, yapılan tesirli terörle çaba operasyonları kararında terör örgütünde çöküşün hızlandığını, bu durumun elebaşıları tarafınca da açıkça söz edilmeye başlandığını vurguladı.
Hudut güvenliği
Hudutlarda kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin ve sistemsiz göçmen akınının engellenmesi ile teröristle çabada aktifliğin artırılması kapsamında yürütülen faaliyetleri aktaran Kara, şunları söylemiş oldu:
“2022 yılında İran hududunda 20 bin 565 şahıs engellenmiş, 328 şahıs yakalanmıştır. Alınan ek ve aktif önlemler yardımıyla mart ayında tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 458 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 44’ü FETÖ mensubu olmak üzere 72’si teröristtir. 35 bin 742 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir.
bir daha bu vakitte icra edilen operasyonlarda 62 kilogram uyuşturucu, 6 bin 210 paket sigara, 141 bin 900 adet çeşitli uyuşturucu hap ve 1192 adet türlü silah ele geçirilmiştir.”
“Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü önlem alınmaktadır”
Kara, Suriye’de hayatın olağanlaşmasına yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerinin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordineli olarak yürütüldüğünü bildirdi.
Terör örgütlerinin başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere öbür bölgelerden de sivillere ve birliklere atak arayışlarının sürdüğünü lisana getiren Kara, “1 Ocak’tan itibaren harekat bölgelerimize terör örgütü tarafınca 260 taciz ve akın gerçekleştirilmiş, kahraman komandolarımızın anında müdahalesi ile gerekli karşılık verilerek 616 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü önlem alınmaktadır.” diye konuştu.
“Uluslararası meselelerin güzel komşuluk bağları çerçevesinde tahlili için efor harcıyoruz”
TSK’nın Ege ve Akdeniz’de Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini müdafaaya, Kıbrıs Adası’nda milletlerarası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam ettiğini belirten Kara, tüm meselelerin milletlerarası hukuk ve âlâ komşuluk bağlantıları çerçevesinde tahlili için büyük efor harcandığını söylemiş oldu.
Yunanistan’ın, askeri deniz ve hava araçları ile gayri askeri statüdeki adalara yönelik ihlallerine devam ettiğini lisana getiren Kara, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Yunanistan, 2022 yılında 423 ihlal gerçekleştirmiş, bir daha bu vakitte kelam konusu adalara 11’i savunma bakan yardımcısı tarafınca olmak üzere 19 ziyaret gerçekleştirerek memleketler arası hukuku ihlal etmeye devam etmiştir. Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalara yönelik askeri faaliyetleri, Lozan ve Paris Barış Antlaşmalarının gayri askeri statüye ait kararlarının ‘esastan ihlali’ manasına gelmektedir. Bu bahisteki hukuksuzluğu her türlü platformda muhataplarımıza iletmeye devam edeceğiz.
Kelam konusu ihlal ve ziyaretlere karşı diplomatik kanallardan gerekli teşebbüslerde bulunulmakta, mütekabiliyet kapsamında faaliyetler yürütülmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Yunanistan Başbakanı (Kiryakos) Miçotakis’in İstanbul’da bir ortaya gelmesi ve ilgilerimizde çizdikleri çerçeve doğrultusunda, NATO Savunma Bakanları olağanüstü Toplantısı’nda Sayın Bakanımız ile Yunan Savunma Bakanı’nın görüşmesinde milletlerarası hukukun kıymeti, diyalog kanallarının açık tutulması ve müspet gündeme odaklanılması konuları ele alınmış ve her iki bakan İnanç Artırıcı Tedbirler Toplantısı’nın dördüncüsünün Ankara’da en kısa müddette yapılması konusunda mutabık kalmıştır. Temennimiz, Türk ve Yunan halklarının bölge zenginliklerinden de adil bir biçimde istifade ederek barış, refah ve itimat ortasında yaşaması, Ege Denizi’nin Türkiye ve Yunanistan içinde dostluk denizi olmasıdır.”
“Acilen bir ateşkes ilan edilmesi önemli”
Rusya ile Ukrayna içinde yaşanan, gerek bölgenin gerekse dünyanın güvenliğine önemli bir tehdit teşkil eden gelişmeleri yakından izlediklerini belirten Kara, “Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne yönelik milletlerarası hukuka muhalif bu durumun diplomatik yollarla çözülmesi davetimizi yinelıyor, daha fazla can kaybı yaşanmaması, huzur ve istikrar sağlanması için hemen bir ateşkes ilan edilmesinin kıymetli olduğunu bir kere daha vurguluyoruz.” tabirlerini kullandı.
Karadeniz’de güvenliğin sağlanması için Montrö Kontratı ile kurulan statükonun korunması gerektiğine inandıklarını vurgulayan Kara, şu biçimde konuştu:
“Türkiye, bugüne kadar mukaveleyi her vakit dikkatli, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uygulamıştır. Mevcut şartlar altında da Montrö Kontratı şeffaf bir halde uygulanacak, mukavelenin gerekleri yerine getirilmeye devam edilecektir.
Ayrıyeten insani yardım ve vatandaşlarımızın tahliyesi hedefiyle Ukrayna’ya gönderilen iki A400M nakliye uçağımız, ortaya çıkan gelişmelerden dolayı kuleler ve hava alanının kapanması üzerine Borispol Havaalanı’nda tahliye için beklemektedir. Uçakların emniyeti ve tahliyesi konusunda hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla temaslarımızı sürdürüyoruz.”
Karadeniz’de sürüklenen mayınlar
Karadeniz’de sürüklenen mayınlarla ilgili de kıymetlendirme yapan Kara, şunları lisana getirdi:
“Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız tarafınca 18 Mart 2022 tarihinde yayımlanan seyir duyurusu ile (NOTMAR) sürüklenen/serseri mayınların yaratabileceği seyir tehlikesi hakkında Karadeniz’de seyir yapan/yapacak denizciler uyarılmıştır. Batı Karadeniz’de deniz karakol uçağı, helikopter, İHA ile havadan, mayın avlama gemisi ve karakol gemileriyle denizden olmak üzere Kıyı Güvenlik Komutanlığı ve öteki kurumlarla koordineli olarak mayın gözetleme faaliyetlerine başlanmıştır. Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz yüksek hazırlık durumuna geçirilmiştir.
Bugüne kadar, 26 Mart’ta İstanbul Boğazı (batısı) yaklaşma sularında ve 28 Mart’ta İğneada açıklarında tespit edilen toplam 2 adet mayın SAS timlerimizce etkisiz hale getirilmiştir. Ayrıyeten Romanya tarafınca da Köstence açıklarında bir adet mayın tespit ve imha edilmiştir. Sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek gayesiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafınca Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dahil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli önlemlerin alınmasına devam edilmektedir.”
“Bakan Akar, birinci günden itibaren Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla görüşmeler yaptı”
Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, birinci günden itibaren Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla görüşmeler yaptığını, NATO bağlamında da 16 Mart’ta icra edilen Savunma Bakanları olağanüstü Toplantısı’na katıldığını belirten Kara, Bakan Akar’ın, ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Gürcistan, Kanada, Yunanistan ve Letonyalı mevkidaşlarıyla da gerçekleştirdiği olumlu ve yapan görüşmelerde sorunların diyalog ve barışçıl prosedürlerle çözülmesi gerektiğine vurgu yapıldığını aktardı.
Türkiye’nin, bölge ve dünya barışı için problemlerin her vakit diyalogla tahlilinden yana olduğunu söz eden Kara, “Ülkemiz, ortasında bulunulan güvenlik ortamında da barışın hemen ve bir daha tesisi için elinden geleni yapmaya devam etmektedir.” diye konuştu.
Türkiye’nin 2022 yılında bir kara tugayı ile NATO’nun Birinci Müteakip Kuvvetler Kümesi (IFFG-İnitial Following Forces Group) sorumluluğunu üstlendiğini söyleyen Kara, “Karadeniz’in yanı sıra Balkanlar’daki ülkelerin istikrar, siyasi birlik ve toprak bütünlüğü ülkemiz için olduğu kadar bölge barışı ve huzuru için de değerlidir. Bu kapsamda başta Kosova ve Bosna-Hersek olmak üzere tüm Balkan ülkelerinin birlik ve bütünlük ortasında mevcudiyetini sürdürmesini istiyoruz. Ülkemiz, NATO’ya katıldığı 1952 yılından bu yana üstlenmiş olduğu tüm nazaranv ve misyonları muvaffakiyetle yerine getirmeye, NATO’nun faal ve yapan bir üyesi olmaya devam edecektir.” tabirlerini kullandı.
FETÖ ile gayret
Bakanlığın tüm ünitelerinin gerekli hassasiyeti göstererek yeni bilgi, evrak ve bilgiler ışığında FETÖ ile çabasını kararlılıkla sürdürdüğünü belirten Kara, “15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24 bin 339 işçi ihraç edilmiştir. 1079 işçi hakkında ise idari süreç devam etmektedir. 1 Ocak-25 Mart 2022 tarihlerinde 268 işçi ihraç edilmiş, 154 emekli işçinin rütbeleri geri alınmış, 127 işçi nazaranve iade edilmiş, 12 emekli çalışanın rütbesi/unvanı iade edilmiştir.” dedi.
“Çalışmalar bu tarafta ilerliyor”
Öte yandan Ulusal Savunma Bakanlığı kaynakları, son devirde Fransa ile bağlantılara işaret edilerek SAMP-T ortak üretimine yönelik gelişmelere ait soru üzerine, taraflarla uzun periyodik SAMP-T konusunda çalışmalar yapıldığını söylemiş oldu.
SAMP-T konusundaki çalışmaların kaldığı yerden devam etmesinin doğal olduğunu lisana getiren kaynaklar, Türkiye’nin hava savunma sistemi muhtaçlığına dikkati çekti.
Ulusal imkanlarla üretimin yanı sıra tedarik prensipleri kapsamında bu mevzudaki çalışmaların devam ettiğini aktaran kaynaklar, “Önümüzdeki devirde de çalışmalarımız ülkemizin hak, alaka ve menfaatleri için uygun ve faydalı tahlile odaklanacak biçimde devam edecek. Çalışmalar ve görüşmeler de bu tarafta ilerliyor” sözlerini kullandı.
Fransa ve Türkiye askeri heyetlerinin gerçekleştirdikleri görüşmeye ait soruya da kaynaklar, “Görüşmelerde hem mevcut gelişmeler hem ikili ilgiler ayrıntılı biçimde ele alındı. Önümüzdeki devirde birlikte ne üzere çalışmalar yapılabileceğine ait fikir alışverişinde bulunuldu” dedi.
“Kimse ziyan görmeden bu tehlikenin bertaraf edilmesine odaklanıyoruz”
Bakanlık kaynakları, çeşitli sorular üzerine Karadeniz’deki mayın tehlikesine ait de değerlendirmede bulundu.
Mayınları “hasmın belirli bölgelere gemilerini getirmemesi için denize döşenen patlayıcılar” olarak tanımlayan Bakanlık kaynakları, “İki tip deniz mayınından bahsedilebilir. Bunlardan birincisi taban, başkası ise demirli mayındır. Taban mayını büsbütün denizin tabanına dökülürken demirli mayın muhakkak bir tartıyla atılan patlayıcılardır. Demirli mayınlar kimi vakit düzgün dökülmemesi yahut meteorolojik kaideler üzere dış etkenlerle demirlerinden yahut tellerinden kurtularak akıntı, rüzgar ve dalgaya tabi olarak hareket etmeye başlar. Bunlar ‘serseri/sürüklenen mayın’ olarak nitelendirilir.” formundaki teknik bilgiyi paylaştı.
Çatışmaların başlamasının akabinde Ukrayna’nın denizcilere yaptığı ilanlarla muhakkak bölgeleri mayınladığını duyurduğunu belirten kaynaklar, sonrasındasında Rusya’nın da iletiyle Ukrayna’nın döktüğü mayınların bir kısmının donanımlarından koparak “serseri mayın” olabileceğini söz ettiğini hatırlattı.
daha sonraki süreçte Deniz Kuvvetleri Komutanlığının NOTMAR yayımlayarak sürüklenen mayın riskine karşı Karadeniz’de seyir yapan tüm gemileri uyardığını kaydeden kaynaklar, “NOTMAR ile birlikte Deniz Kuvvetlerimiz, Karadeniz’deki keşif ve gözetleme faaliyetlerini artırdı.” diye konuştu.
26 Mart’ta Garipçe, 28 Mart’ta ise İğneada açıklarında tespit edilen iki mayını hatırlatan kaynaklar, “Söz konusu iki mayın, müteakip incelemelerde gereksinim duyulacak ayrıntıların alınmasının akabinde SAS timleri tarafınca emniyetli biçimde imha edildi. Tespit edilen mayınlara yönelik incelemeler hiç bir ihtimal göz arkası edilmeksizin her tarafıyla devam ediyor. Bu hususta kesin sonuçlara ulaşmadan rastgele bir açıklama yapmanın yanlışsız olmayacağını düşünüyoruz.” tabirlerini kullandı.
“Gerekli her türlü önlem alındı”
Sürüklenen mayın tehdidine karşı alınan önlemlere de dikkati çeken kaynaklar, şu açıklamalarda bulundu:
“Milli Savunma Bakanlığı olarak kimse ziyan görmeden bu tehlikenin bertaraf edilmesine odaklanıyoruz. Bu kapsamda Karadeniz’de deniz karakol uçağı, helikopter, İHA ile havadan, mayın avlama gemisi ve karakol gemileri ile denizden olmak üzere Kıyı Güvenlik Komutanlığı ve başka kurumlarla koordineli olarak mayın gözetleme faaliyetlerimiz devam ediyor. Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz ise yüksek hazırlık durumuna geçirildi. Öbür taraftan sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek niyetiyle Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafınca Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dahil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli önlemlerin alınmasına devam ediliyor. Biz Karadeniz’de sorunların bölgesel sahiplik unsuru kapsamında kıyıdaş ülkelerin iş birliği ve uyumu ortasında tahlilinden yana olduğumuzu her vakit söz ettik. Şu kademede hem bizim hem kıyıdaş ülkelerin imkanlarının bu sorunu çözmeye kâfi olduğunu kıymetlendiriyoruz. “
Karadeniz’de sürüklenen mayınlara yönelik çeşitli sayıların ortaya atıldığı belirtilerek bununla ilgili tam sayının sorulması üzerine kaynaklar, “Bu bahiste söylem edilen sayılara epeyce prestij etmemek gerekir zira mevcut durum çerçevesinde sağlıklı bir sayıya ulaşmak mümkün gözükmüyor.” cevabını verdi.
AA / Ali Kemal Akan – Şimdiki