Milli Iktisat Politikasını Kim Uyguladı ?

Muhtar

Global Mod
Global Mod
\Milli İktisat Politikası ve Uygulayıcıları\

Milli iktisat politikası, özellikle Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarından sonra, ülkenin ekonomik bağımsızlığını sağlamak ve dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla geliştirilen bir ekonomik yaklaşımdır. Bu politika, Cumhuriyet'in ilk yıllarında büyük bir öneme sahip olmuştur ve Türkiye'nin ekonomik kalkınmasını şekillendiren en önemli adımlardan birini oluşturmuştur. Milli iktisat politikası, özellikle 1920'lerin sonlarından 1930'lara kadar, ülkenin ekonomik yapısını güçlendirmeyi hedeflemiştir.

\Milli İktisat Politikasının Temelleri\

Milli iktisat politikasının temel amacı, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını sağlamak ve ülkenin kaynaklarını verimli bir şekilde kullanarak kalkınmasını hızlandırmaktı. Bu politika, özellikle ithalatın kısıtlanması ve yerli üretimin teşvik edilmesi gerektiği fikrinden yola çıkmıştır. Türkiye'nin sanayileşmesi, tarımsal üretimin artırılması ve dışa bağımlılığın azaltılması, milli iktisat politikalarının başlıca hedefleriydi.

Bu ekonomik yaklaşım, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden gelen dışa bağımlı ekonomik yapının tersine, yerli üretim ve iç kaynakların ön plana çıkarılmasına yönelik bir çaba olarak şekillenmiştir. Bu politika, aynı zamanda Türkiye'nin sanayileşme sürecini hızlandırmayı, kendi kendine yeten bir ekonomi yaratmayı amaçlamaktadır.

\Milli İktisat Politikasını Kim Uyguladı?\

Milli iktisat politikasının uygulayıcısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Atatürk, Türk milletinin ekonomik bağımsızlık mücadelesinin sadece askeri değil, aynı zamanda ekonomik anlamda da kazanılması gerektiğine inanıyordu. Bu nedenle, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki ekonomik reformlar ve yatırımlar, Atatürk'ün liderliğinde şekillenmiştir.

Atatürk, ekonomi politikalarında dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması gerektiğini savunmuş ve bu doğrultuda yerli üretimi artırma yoluna gitmiştir. Özellikle tarımda modernleşme ve sanayileşmeye yönelik hamleler yaparak, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanayi tesislerinin kurulması, demir-çelik sektörüne yapılan yatırımlar ve altyapı projeleri, Atatürk’ün milli iktisat politikasının en önemli örnekleridir.

\Atatürk'ün Ekonomik Vizyonu ve Milli İktisat\

Mustafa Kemal Atatürk, ekonomik bağımsızlık için yerli sanayinin gelişmesi gerektiğini vurgulamış ve bu bağlamda çeşitli reformlar yapmıştır. 1923 yılında Cumhuriyet’in ilanından sonra, Türk ekonomisini kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıya kavuşturmak için kapsamlı bir ekonomik planlama sürecine girilmiştir. Bu dönemde, ülkenin sanayileşme süreci hızlanmış ve yerli üretimi artırmaya yönelik yatırımlar yapılmıştır.

Atatürk, Türk halkının kendi ekonomik gücünü yaratabilmesi için, devletin ekonomide etkin bir rol oynamasını savunmuştur. Bu bağlamda, devlet eliyle kurulan fabrikalar, demiryolu hatları, enerji santralleri ve diğer altyapı projeleri, milli iktisat politikalarının somut adımlarıdır. Ayrıca, Atatürk’ün hedeflediği ekonomik kalkınma modeli, halkın kendi iş gücünü kullanarak ekonominin kalkınmasını amaçlamıştır. Bu da, geniş bir iç pazar yaratılmasını ve iş gücü potansiyelinin en verimli şekilde değerlendirilmesini sağlamıştır.

\İzlenen Politikaların Özellikleri\

Milli iktisat politikası, dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli sanayinin geliştirilmesi amacını taşımaktadır. Bu doğrultuda, birkaç önemli politika izlenmiştir:

1. **İthalat İktisatçılığı ve Yerli Üretim:** Atatürk döneminde, yerli üretim teşvik edilerek ithalata dayalı ekonomik yapıdan uzak durulmaya çalışılmıştır. Özellikle sanayi üretiminin artırılması için iç piyasanın güçlendirilmesine yönelik adımlar atılmıştır.

2. **Devletçilik İlkesi:** Atatürk, ekonomide devletin etkin rol oynamasını savunmuş ve büyük sanayi projelerini devlet eliyle gerçekleştirmeyi tercih etmiştir. Bu bağlamda, devletin sanayi alanında yatırım yapması ve stratejik sektörlerdeki öncülüğü çok önemli bir politika olmuştur.

3. **Tarımın Modernizasyonu:** Tarım, Türkiye'nin ekonomi yapısının temelini oluşturuyordu. Bu yüzden, tarımda modernizasyon çalışmaları başlatılmış ve tarım ürünlerinin verimliliğini artırmaya yönelik çalışmalar yapılmıştır.

4. **Eğitim ve İnsan Kaynağına Yatırım:** Ekonomik bağımsızlık için eğitimli iş gücünün önemli olduğunu kabul eden Atatürk, bu alanda da çeşitli reformlar yapmıştır. Sanayi için gerekli iş gücünü yetiştirmek amacıyla mesleki ve teknik eğitim kurumları açılmıştır.

\Milli İktisat Politikalarının Sonuçları\

Milli iktisat politikalarının hayata geçirilmesi, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık yolunda önemli adımlar atmasını sağlamıştır. Ancak, bu politikaların kısa vadede beklenen tüm sonuçları vermediği de bir gerçektir. Özellikle 1929 dünya ekonomik bunalımı, Türkiye'nin dışa bağımlılığını ne kadar azaltırsa azaltsın, küresel ekonomik krizden etkilenmesini engellememiştir. Buna rağmen, Atatürk’ün izlediği ekonomi politikaları, Türkiye’nin ilerleyen yıllarda sanayileşme yolunda önemli bir temel oluşturmuştur.

\Milli İktisat Politikalarını Kimler Devam Ettirdi?\

Atatürk’ün izlediği milli iktisat politikaları, onun ölümünden sonra da Türkiye'nin ekonomik hayatında önemli bir etki bırakmıştır. Ancak, dönemin koşulları ve küresel ekonomik gelişmeler, yerli üretim ve sanayileşme hedeflerini sürekli olarak zorlamıştır. 1930’lu yıllarda başlayan devletçilik uygulamaları, özellikle İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde devam etmiştir. İnönü'nün hükümeti, Atatürk’ün izlediği politikaların bir uzantısı olarak, sanayi yatırımlarına ve ekonomik kalkınmaya önem vermiştir.

\Sonuç\

Milli iktisat politikası, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık mücadelesinin temel taşlarından birini oluşturmuş ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında büyük bir ivme kazanmıştır. Bu politika, Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılmış ve onun vizyoner liderliği altında şekillenmiştir. Günümüzde dahi, Atatürk’ün milli iktisat anlayışı, Türkiye’nin ekonomik kalkınma hedeflerinin temelini atmıştır ve bu bakış açısı, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmesi için önemli bir rehberdir.