Kıyas felsefe ne demek ?

Lena

Global Mod
Global Mod
Kıyas Felsefe: "Herkesin Bir Felsefesi Vardır!"

Hadi bir dakika durun, derin bir nefes alın ve düşünün: "Kıyas felsefe ne demek?" Şimdi, beyninizin bir köşesinde felsefe kitapları arasında kaybolmuş o eski öğrencilik zamanlarındaki hüzünlü bakışları hissettiniz mi? Ama durun, bu yazı size o sıkıcı felsefi tartışmalardan değil, daha eğlenceli bir bakış açısıyla yaklaşacak. Çünkü kıyas yapmak, hayatın her anında gerçekleştirdiğimiz, belki de en basit ve en temel eylemlerden biridir. Hadi gelin, bu basit ama derin konuyu biraz daha mizahi bir şekilde keşfe çıkalım.

Kıyas Felsefe: Daha Derin Bir Bakış Açısı mı? Yoksa Sadece Karşılaştırma mı?

Kıyas felsefesi, yüzeysel olarak bakıldığında, aslında basit bir karşılaştırma gibi görünebilir. “Şu ne kadar farklı, bu ne kadar benziyor!” dediğinizde, "Kıyas yapıyorum" demiş oluyorsunuz. Ancak, felsefi anlamda kıyas yapmanın bir alt yapısı vardır: İki ya da daha fazla şeyin karşılaştırılması, onları daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Bu bazen "karşılaştırmalı düşünce" olarak da tanımlanır. Burada asıl amaç, sadece benzerlikleri ya da farkları görmek değil, daha derin bir anlam çıkarmaktır.

Örneğin, bir grup insan bir odaya giriyor ve "Herkesin bir hayat felsefesi vardır" diyorlar. Durum şöyle gelişiyor:

Ahmet, hayatını çözüm odaklı bir şekilde yaşıyor. "Her problemi bir çözümle halledebilirim!" diyor. Onun felsefesi net: Verileri toplar, stratejiyi oluşturur, adımlarını atar. Matematiksel bir denklem gibi, hayatı çözmeye çalışır. Mesela, sabah kahvesini içerken, "Bugün ne yapmalıyım?" sorusunu 15 dakika boyunca zihinsel olarak çözüme kavuşturur. Ama hayatındaki her şey de bir çözüm arayışı içindedir. Bu adamın kıyas felsefesi de basit: "Her şeyin bir çözümü olmalı, eğer çözüm varsa, o zaman her şey kontrol altındadır."

Bir yandan, Melis’in hayatı çok daha farklıdır. Empatik bir bakış açısıyla hareket eder. Herkesin kendine ait bir yaşam tarzı olduğunu düşünür. Ama Melis'in kıyas felsefesi biraz daha duygusal: "Yaşamı anlayabilmek için öncelikle insanları anlamalıyız!" Melis, her insanın gözlerindeki hikayeyi okumaya çalışır. Birbirimize nasıl hissettiğimizi, nasıl destek olabileceğimizi sorgular. Melis'in yaklaşımına göre, kıyas felsefesi daha çok içsel bir keşif gibidir. “Kendini tanıma ve başkalarını anlamadan gerçek anlamda kıyas yapabilir miyiz?” diye sorar.

Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Stratejik Kıyas Felsefesi

Ahmet’in kıyas felsefesi, tipik bir erkek bakış açısına örnek olarak verilebilir. Buradaki “erkek bakış açısı” klişeye kaçmasın diye altını çizeyim: Kişisel deneyimlere dayalı olarak, çözüm odaklı yaklaşımda çoğu erkek, özellikle de strateji geliştirme konusunda daha direkt adımlar atmayı tercih eder. Bunun, tarihsel ve kültürel etkilerle bağlantılı olduğunu da unutmamak gerek. Erkeklerin toplumda sıklıkla daha analitik düşünmeye teşvik edilmeleri, kıyas yapma biçimlerini de şekillendiriyor olabilir. Ahmet'in felsefi kıyaslamaları, genellikle çözümün peşinden gitmekten ibaret: "Bir problemi nasıl daha hızlı çözebilirim?"

Ahmet, her yeni durumu bir bulmacaya benzetir. Bir problemi ele aldığında, her seçenek, mantıklı bir çözüm önerisi gibi görünür. Bir bakıma, onun kıyas yapma anlayışı, veriler ve mantıkla donatılmıştır. O, sorunları baştan sona çözmeyi, birbirine benzer şeyleri analiz etmeyi sever. Ahmet için “felsefe” dedikleri şey, genellikle pragmatik ve işlevsel bir analizden başka bir şey değildir.

Kadınların Empatik ve İlişki Odaklı Kıyas Felsefesi

Öte yandan, Melis’in kıyas felsefesi, toplumsal bağları ve insanların içsel durumlarını anlamaya odaklanır. Kişiler arasındaki empatik bağlar, Melis’in kıyas yapma biçimini etkiler. Kadınlar, genellikle bir durumu ya da durumu başkalarına göre kıyasladıklarında, duygusal bağlamı ve toplumsal bağları göz önünde bulundururlar. Felsefi bir kıyas yaparken, Melis için önemli olan yalnızca bir şeyin doğru ya da yanlış olması değil, aynı zamanda o şeyin başkalarına nasıl etki ettiği ve bu etkiyle nasıl ilişkilendirilebileceğidir.

Melis’in bakış açısına göre, felsefi kıyaslama, bazen başkalarının hayatlarına dair empati kurmak ve anlamakla ilgilidir. Bu, biraz da yaşamda karşılaştığımız insan ilişkileri ve toplumsal yapılarla ilgili derinlemesine düşünmeyi gerektirir. Bir durumun "doğru" ya da "yanlış" olmasının ötesinde, o durumun insan üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmak, Melis’in kıyas felsefesinin temeli olmuştur.

Kıyas Felsefesinin Toplumsal Yansıması ve Değeri

Kıyas felsefesi, yalnızca bireysel düşünce tarzlarını yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal normlar, kültürler ve kişisel deneyimlerle şekillenen bir olgudur. Her birey, hayatındaki olayları kıyaslayarak anlamlandırır, ama bu kıyaslama biçimleri, kişisel ve kültürel farklılıklar sebebiyle birbirinden oldukça farklı olabilir.

Bu yazıda, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı ile kadınların empatik ve ilişki odaklı kıyas felsefelerinin nasıl birbirini tamamlayabileceğine dair birkaç örnek sundum. Ancak asıl soru şu: Kıyas yapmak, gerçekten “doğru” bir felsefi yöntem midir? İnsanların kendi dünyalarında ve toplumsal bağlamda bu tür kıyasları yaparken, birbirlerini ne kadar doğru anlayabiliyoruz? Kişisel, kültürel ve toplumsal bağlamların kıyaslama üzerindeki etkilerini daha derinlemesine keşfetmek, aslında hepimizin daha geniş bir bakış açısı geliştirmemizi sağlayabilir.

Sizce Kıyas Felsefesi Nedir?

Herkesin bir kıyas yapma tarzı vardır, değil mi? Peki, siz kıyas yaparken daha çok çözüm mü arıyorsunuz yoksa duygusal bağlarla mı ilerliyorsunuz? Kıyaslama, gerçekten her zaman bir anlam ifade eder mi? Bazen sadece bir yargı olmadan, insanları anlama çabası da önemli olabilir. Bu konuda siz neler düşünüyorsunuz? Forumda bu soruları birlikte tartışalım!

Kaynaklar:

Ryle, G. (2009). *The Concept of Mind. Penguin UK.

Nussbaum, M. C. (1990). *Love's Knowledge: Essays on Philosophy and Literature. Oxford University Press.