Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,”Mescid-i Aksa‘da yapılanları görüyoruz. Bu bizler için nitekim bir hüzün deposudur. Bunu yaşamak asla istemiyoruz.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde büyükelçilerle bir ortaya geldiği iftarda konuştu.
Ukrayna savaşının adil bir dünya sistemi kurma arayışının ne kadar isabetli olduğunu bir sefer daha gösterdiğini belirten Erdoğan, “dünya beşten büyüktür” diyerek bayraklaştırdıkları Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu ıslahatı eforlarının değerinin anlaşıldığını tabir etti.
İkinci Dünya Savaşı daha sonrasında büsbütün periyodun kaidelerine nazaran kurulmuş bir sistemi tabulaştırmanın yanlışlığını artık her insanın gördüğünü lisana getiren Erdoğan, global güvenlik mimarisinin, geçmişin kazanımlarını korumak yerine günün meselelerine tahlil üretecek, geleceğin gereksinimlerine yanıt verecek biçimde adalet ve kapsayıcılık temelinde bir daha inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye‘nin 70 yılı aşkın müddettir NATO içerisinde gereken dayanışmayı gösterdiğini, vazgeçilmez bir müttefik olduğunu tekraren ispatladığını hatırlatan Erdoğan, mesnetsiz tezlerin, afaki telaffuzların ve sığ değerlendirmelerin bilakis Ukrayna bağlamındaki en son gelişmelerin hem NATO ittifakının birebir vakitte ittifak ortasında Türkiye‘nin ehemmiyetini açıkça ortaya koyduğunun altını çizdi.
Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin, Türkiye‘nin stratejik amacı olmayı sürdürdüğünü belirten Erdoğan, Ukrayna’daki savaşın global boyutlara ulaşan olumsuz tesirlerinin, güvenlik ve güç başta olmak üzere Türkiye‘nin bir fazlaca alanda AB için ne derece stratejik bir pozisyonda olduğunu gösterdiğine işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’nin kimi üye ülkelerin kısır çıkarlarına teslim olmadan, Türkiye‘nin tam üyelik perspektifini temel alan somut ve manalı adımlar atmasını beklediğini lisana getirdi.
Ukrayna krizi devam ederken, dünyanın dört bir yanında süren öbür insani dramların göz arkası edilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yemen, Somali, Myanmar, Libya, Afganistan, Filistin ve Suriye’de milyonlarca günahsız insan bir ramazan ayını daha buruk geçiriyor. Memleketler arası toplumun krizleri çözme kabiliyetini kaybediyor olmasının bedelini tüm bu coğrafyalarda çocuklar, bayanlar ve siviller ödüyor. Önlem alınmadığı, yardım eli uzanmadığı yahut bir dilim ekmek bulamadığı için ölen her bir masumla bir arada insanlık da ölüyor. Bizi biz kılan kadim pahalar epeyce ağır yara alıyor. Türkiye, 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere yaklaşık 5 milyon yerlerinden edilmiş bireye süreksiz mesken sahipliği yapmaktadır. Tek başına bırakılmış olsak da Suriyeli kardeşlerimizin istekli ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen çabası gösteriyoruz. bununla birlikte güney sonumuzun çabucak ötesinde rejimin bombaları ve terör örgütlerinin akınları altında hayata tutunmaya çalışan mazlum ve mağdurlara da sahip çıkıyoruz. Bu minvalde hem Suriye hem Irak’ın kuzeyinin terörden arındırılması ve güvenliği için adım atmaktan çekinmiyoruz.”
“Mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız”
Türkiye‘nin, PKK/YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere kaynağı kim ve neresi olursa olsun, terörün tüm çeşitleriyle kesintisiz bir gayret yürüttüğünü belirten Erdoğan, “Bu uğraşımızı terörü ülkemiz, bölgemiz ve tüm insanlık için bir tehdit ögesi olmaktan çıkarana kadar sürdürmekte kararlıyız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söz etti:
“Terör örgütlerine bilhassa finans temin eden kaynakların kesilmesi noktasında, tüm dostlarımızın kuvvetli takviyesini beklediğimizi burada tabir etmek istiyorum. Tıpkı biçimde teröristlerin ve Neonazi örgütlerin demokratik sistemi istismar etmesinin de önüne geçilmelidir. Özellikle İslam ve yabancı düşmanı kümelerin tabir hürriyetlerini ve toplanma özgürlüğünü Müslümanların inançlarına, kutsallarına, ibadethanelerine hakaret ve akın vasıtası olarak kullanımına fırsat verilmemelidir. İşte son olarak Mescid-i Aksa‘da yapılanları gördünüz, gördük, görüyoruz. ve bu bizler için nitekim bir keder deposudur. Bunu yaşamak asla istemiyoruz. ve bu hususta Sayın Cumhurbaşkanı ile de bunları Türkiye ziyaretinde konuşmuştum. Bundan daha sonraki süreçte temenni ederim ki bunları tekrar yaşamayız.”
“Yakın etrafımızda bir barış ve istikrar neslinin oluşmasına katkı sunacak her türlü olağanlaşma adımını destekliyoruz.” diyen Erdoğan, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta istikrarın sağlanmasına öncelik verdiklerini; adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir tahlil için gayret harcadıklarını söylemiş oldu.
“Tüm Asya kıtası ile bağlarımızı geliştiriyoruz”
İşgal edilmiş Azerbaycan topraklarının kurtarılmasıyla, bölgede barış ismine değerli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Erdoğan, “Bu fırsatın heba edilmemesi için komşumuz Ermenistan ile olağanlaşma sürecimizi içtenlikle sürdürüyoruz. Tarihi, kültürel ve beşeri bağlarımızın olduğu Balkanlar’da yeni tansiyonların önüne geçilmesi ve istikrarın koruması için çaba sarf ediyoruz.” dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail başta olmak üzere Orta Doğu ülkeleriyle münasebetlerde yakalanan ivmeyi korumakta kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan, “Ümmetin kanayan yarası olan Filistin davasına sahip çıkmaya, Filistinli kardeşlerimizi tüm imkanlarımızla desteklemeye devam ediyoruz.” tabirlerini kullandı. Erdoğan, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve Kudüs-ü Şerif konusundaki hassasiyetimiz tüm dünyanın malumudur. Son günlerde yaşanan olaylarla ilgili olarak dün Filistin Devlet Lideri Mahmud Abbas’la ve BM Genel Sekreteri Sayın Guterres ile birer telefon görüşmesi gerçekleştirdim. ‘Harem-i Şerif’in mahremiyetine yönelik atakları lanetlediğimizi, Müslümanların ibadet hakkının engellenmesine yönelik teşebbüsleri kabul etmediğimizi’ açıkça lisana getirdim. ‘Gerilimin daha fazla tırmanmaması ve üzücü olayların yaşanmaması için üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu’ söz ettim. Öte yandan ABD ile tesis ettiğimiz stratejik sistemin fonksiyonel hale gelmesinden de mutluyuz. bir daha Asya teşebbüsümüz çerçevesinde en batıdaki Asyalı ülke olarak, tüm Asya kıtası ile münasebetlerimizi geliştiriyoruz.”
“Yeni köprüler kurmanın gayretindeyiz”
Türkiye’nin, Afrika ve Latin Amerika açılımlarının sürat kesmeden devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, “Toplam 253 dış misyonumuzla dünyanın külliyen ortamızda yeni köprüler kurmanın çabasındayız. Türkiye’deki mukim temsilcilik sayısının 294’e ulaşması da çabalarımızın karşılıksız kalmadığını gösteriyor. İnşallah ‘kazan kazan’ ve ‘eşit ortaklık’ temelinde tüm ülkelerle iş birliğimizi ilerletmeye devam edeceğiz.” dedi.
Daha adil, yaşanabilir ve huzurlu bir dünyanın lakin karşılıklı anlayış ve dayanışmayla inşa edilebileceğine işaret eden Erdoğan, şöyleki konuştu:
“Bunun için farklılıklarımız yerine ortak noktalarımıza odaklanmalı, bir ortada barış ortasında yaşamanın, iş birliğimizi geliştirmenin yollarını aramalıyız. Popülizmi, İslam düşmanlığını, ırk, lisan, din ayrımcılığını bir tarafa bırakmalı, her alanda ve düzeyde adaletin gücünü hakim kılmalıyız. Bunu başardığımızda bir epeyce çetrefil problemimizin da hal yoluna girdiğini bakılırsaceğimize inanıyorum. Bu vesileyle 15 Mart gününün Birleşmiş Milletler Genel Şurası’nda İslamofobi ile Uğraş Memleketler arası Günü ilan edilmesine katkı veren tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.”
Büyükelçilere, “Soframıza konuk olduğunuz, ramazan hissiyatımızı bizimle paylaştığınız için sizlere şükranlarımızı sunuyorum.” diyen Erdoğan, ramazanın, başta mazlum ve mağdurlar olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilerden, ülkelerine ve halklarına en kalbi selamlarını iletmelerini istedi.
İftara, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov ile Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar da katıldı.
(Bitti)
AA / Mehmet Tosun – Siyaset
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Merkezinde büyükelçilerle bir ortaya geldiği iftarda konuştu.
Ukrayna savaşının adil bir dünya sistemi kurma arayışının ne kadar isabetli olduğunu bir sefer daha gösterdiğini belirten Erdoğan, “dünya beşten büyüktür” diyerek bayraklaştırdıkları Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu ıslahatı eforlarının değerinin anlaşıldığını tabir etti.
İkinci Dünya Savaşı daha sonrasında büsbütün periyodun kaidelerine nazaran kurulmuş bir sistemi tabulaştırmanın yanlışlığını artık her insanın gördüğünü lisana getiren Erdoğan, global güvenlik mimarisinin, geçmişin kazanımlarını korumak yerine günün meselelerine tahlil üretecek, geleceğin gereksinimlerine yanıt verecek biçimde adalet ve kapsayıcılık temelinde bir daha inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye‘nin 70 yılı aşkın müddettir NATO içerisinde gereken dayanışmayı gösterdiğini, vazgeçilmez bir müttefik olduğunu tekraren ispatladığını hatırlatan Erdoğan, mesnetsiz tezlerin, afaki telaffuzların ve sığ değerlendirmelerin bilakis Ukrayna bağlamındaki en son gelişmelerin hem NATO ittifakının birebir vakitte ittifak ortasında Türkiye‘nin ehemmiyetini açıkça ortaya koyduğunun altını çizdi.
Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin, Türkiye‘nin stratejik amacı olmayı sürdürdüğünü belirten Erdoğan, Ukrayna’daki savaşın global boyutlara ulaşan olumsuz tesirlerinin, güvenlik ve güç başta olmak üzere Türkiye‘nin bir fazlaca alanda AB için ne derece stratejik bir pozisyonda olduğunu gösterdiğine işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’nin kimi üye ülkelerin kısır çıkarlarına teslim olmadan, Türkiye‘nin tam üyelik perspektifini temel alan somut ve manalı adımlar atmasını beklediğini lisana getirdi.
Ukrayna krizi devam ederken, dünyanın dört bir yanında süren öbür insani dramların göz arkası edilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yemen, Somali, Myanmar, Libya, Afganistan, Filistin ve Suriye’de milyonlarca günahsız insan bir ramazan ayını daha buruk geçiriyor. Memleketler arası toplumun krizleri çözme kabiliyetini kaybediyor olmasının bedelini tüm bu coğrafyalarda çocuklar, bayanlar ve siviller ödüyor. Önlem alınmadığı, yardım eli uzanmadığı yahut bir dilim ekmek bulamadığı için ölen her bir masumla bir arada insanlık da ölüyor. Bizi biz kılan kadim pahalar epeyce ağır yara alıyor. Türkiye, 3,5 milyonu Suriyeli olmak üzere yaklaşık 5 milyon yerlerinden edilmiş bireye süreksiz mesken sahipliği yapmaktadır. Tek başına bırakılmış olsak da Suriyeli kardeşlerimizin istekli ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen çabası gösteriyoruz. bununla birlikte güney sonumuzun çabucak ötesinde rejimin bombaları ve terör örgütlerinin akınları altında hayata tutunmaya çalışan mazlum ve mağdurlara da sahip çıkıyoruz. Bu minvalde hem Suriye hem Irak’ın kuzeyinin terörden arındırılması ve güvenliği için adım atmaktan çekinmiyoruz.”
“Mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız”
Türkiye‘nin, PKK/YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere kaynağı kim ve neresi olursa olsun, terörün tüm çeşitleriyle kesintisiz bir gayret yürüttüğünü belirten Erdoğan, “Bu uğraşımızı terörü ülkemiz, bölgemiz ve tüm insanlık için bir tehdit ögesi olmaktan çıkarana kadar sürdürmekte kararlıyız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söz etti:
“Terör örgütlerine bilhassa finans temin eden kaynakların kesilmesi noktasında, tüm dostlarımızın kuvvetli takviyesini beklediğimizi burada tabir etmek istiyorum. Tıpkı biçimde teröristlerin ve Neonazi örgütlerin demokratik sistemi istismar etmesinin de önüne geçilmelidir. Özellikle İslam ve yabancı düşmanı kümelerin tabir hürriyetlerini ve toplanma özgürlüğünü Müslümanların inançlarına, kutsallarına, ibadethanelerine hakaret ve akın vasıtası olarak kullanımına fırsat verilmemelidir. İşte son olarak Mescid-i Aksa‘da yapılanları gördünüz, gördük, görüyoruz. ve bu bizler için nitekim bir keder deposudur. Bunu yaşamak asla istemiyoruz. ve bu hususta Sayın Cumhurbaşkanı ile de bunları Türkiye ziyaretinde konuşmuştum. Bundan daha sonraki süreçte temenni ederim ki bunları tekrar yaşamayız.”
“Yakın etrafımızda bir barış ve istikrar neslinin oluşmasına katkı sunacak her türlü olağanlaşma adımını destekliyoruz.” diyen Erdoğan, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta istikrarın sağlanmasına öncelik verdiklerini; adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir tahlil için gayret harcadıklarını söylemiş oldu.
“Tüm Asya kıtası ile bağlarımızı geliştiriyoruz”
İşgal edilmiş Azerbaycan topraklarının kurtarılmasıyla, bölgede barış ismine değerli bir fırsatın yakalandığına işaret eden Erdoğan, “Bu fırsatın heba edilmemesi için komşumuz Ermenistan ile olağanlaşma sürecimizi içtenlikle sürdürüyoruz. Tarihi, kültürel ve beşeri bağlarımızın olduğu Balkanlar’da yeni tansiyonların önüne geçilmesi ve istikrarın koruması için çaba sarf ediyoruz.” dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail başta olmak üzere Orta Doğu ülkeleriyle münasebetlerde yakalanan ivmeyi korumakta kararlı olduklarının altını çizen Erdoğan, “Ümmetin kanayan yarası olan Filistin davasına sahip çıkmaya, Filistinli kardeşlerimizi tüm imkanlarımızla desteklemeye devam ediyoruz.” tabirlerini kullandı. Erdoğan, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“İlk kıblemiz Mescid-i Aksa ve Kudüs-ü Şerif konusundaki hassasiyetimiz tüm dünyanın malumudur. Son günlerde yaşanan olaylarla ilgili olarak dün Filistin Devlet Lideri Mahmud Abbas’la ve BM Genel Sekreteri Sayın Guterres ile birer telefon görüşmesi gerçekleştirdim. ‘Harem-i Şerif’in mahremiyetine yönelik atakları lanetlediğimizi, Müslümanların ibadet hakkının engellenmesine yönelik teşebbüsleri kabul etmediğimizi’ açıkça lisana getirdim. ‘Gerilimin daha fazla tırmanmaması ve üzücü olayların yaşanmaması için üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu’ söz ettim. Öte yandan ABD ile tesis ettiğimiz stratejik sistemin fonksiyonel hale gelmesinden de mutluyuz. bir daha Asya teşebbüsümüz çerçevesinde en batıdaki Asyalı ülke olarak, tüm Asya kıtası ile münasebetlerimizi geliştiriyoruz.”
“Yeni köprüler kurmanın gayretindeyiz”
Türkiye’nin, Afrika ve Latin Amerika açılımlarının sürat kesmeden devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, “Toplam 253 dış misyonumuzla dünyanın külliyen ortamızda yeni köprüler kurmanın çabasındayız. Türkiye’deki mukim temsilcilik sayısının 294’e ulaşması da çabalarımızın karşılıksız kalmadığını gösteriyor. İnşallah ‘kazan kazan’ ve ‘eşit ortaklık’ temelinde tüm ülkelerle iş birliğimizi ilerletmeye devam edeceğiz.” dedi.
Daha adil, yaşanabilir ve huzurlu bir dünyanın lakin karşılıklı anlayış ve dayanışmayla inşa edilebileceğine işaret eden Erdoğan, şöyleki konuştu:
“Bunun için farklılıklarımız yerine ortak noktalarımıza odaklanmalı, bir ortada barış ortasında yaşamanın, iş birliğimizi geliştirmenin yollarını aramalıyız. Popülizmi, İslam düşmanlığını, ırk, lisan, din ayrımcılığını bir tarafa bırakmalı, her alanda ve düzeyde adaletin gücünü hakim kılmalıyız. Bunu başardığımızda bir epeyce çetrefil problemimizin da hal yoluna girdiğini bakılırsaceğimize inanıyorum. Bu vesileyle 15 Mart gününün Birleşmiş Milletler Genel Şurası’nda İslamofobi ile Uğraş Memleketler arası Günü ilan edilmesine katkı veren tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.”
Büyükelçilere, “Soframıza konuk olduğunuz, ramazan hissiyatımızı bizimle paylaştığınız için sizlere şükranlarımızı sunuyorum.” diyen Erdoğan, ramazanın, başta mazlum ve mağdurlar olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükelçilerden, ülkelerine ve halklarına en kalbi selamlarını iletmelerini istedi.
İftara, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov ile Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar da katıldı.
(Bitti)
AA / Mehmet Tosun – Siyaset