Bağlantısızlar Hareketi Kim Başlattı ?

Efe

New member
Bağlantısızlar Hareketi: Kim Başlattı?

Bağlantısızlar Hareketi, Soğuk Savaş dönemi sırasında, özellikle yeni bağımsızlığını kazanmış ülkelerin, dünyanın iki süper gücü olan Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği’ne karşı bağımsız bir dış politika izleme çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu hareketin amacı, üye ülkelerin dış politikalarında tarafsızlık ilkesine dayalı bir çizgi izlemelerini sağlamaktır. Peki, Bağlantısızlar Hareketi’ni kim başlatmıştır?

Bağlantısızlar Hareketi'nin Kuruluşu

Bağlantısızlar Hareketi, 1961 yılında Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da yapılan ilk zirveyle resmen kurulmuştur. Ancak bu hareketin fikri temelleri, çok daha önceleri atılmaya başlanmıştır. Bağlantısızlık, özellikle 20. yüzyılın ortalarında, koloniyalizmin sona erdiği ve yeni bağımsızlıklarını kazanan ülkelerin, dünyada etki alanları çok güçlü olan iki süper güce karşı tarafsız kalmayı tercih etmeleriyle şekillenmiştir.

Bu hareketin temelleri, 1955'teki Bandung Konferansı’na dayanır. Bandung Konferansı, Asya ve Afrika ülkelerinin bir araya geldiği, sömürgecilik karşıtı bir toplantıydı. Bu konferansın en önemli amacı, Batı dünyasına ve Sovyetler Birliği'ne karşı bağımsız bir duruş sergilemekti. Konferansın sonuçları, zamanla Bağlantısızlar Hareketi’nin temel ilkelerinin oluşmasına yol açmıştır.

Ancak Bağlantısızlar Hareketi’nin fiili olarak başlamasında en büyük rolü oynayan kişi, dönemin Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito'dur. Tito, özellikle Sovyetler Birliği ile olan ilişkileri ve Batı ile olan bağlantıları arasında denge kurmaya çalışan bir liderdi. Tito, soğuk savaşın kutuplaşmış atmosferine karşı, farklı ülkelerin bağımsızlıklarını koruyarak bir arada durabileceklerini savunmuştur. Tito'nun bu vizyonu, diğer bağımsız ülkelerle birleşerek Bağlantısızlar Hareketi'nin temellerinin atılmasında önemli bir adım olmuştur.

Bağlantısızlar Hareketi'nin Kurucuları Kimlerdir?

Bağlantısızlar Hareketi’nin kuruluşunda en önemli figürlerden birisi, Yugoslavya'nın lideri Josip Broz Tito’dur. Tito'nun yanı sıra, Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır ve Endonezya Cumhurbaşkanı Sukarno da hareketin ilk kurucuları arasında sayılabilir. Bu liderler, dünyanın çeşitli köylerinden gelen bağımsızlık hareketlerinin öncüleriydi ve kendi ülkelerinde bağımsızlıklarını kazandıktan sonra, bu idealleri küresel ölçekte yaymak istediler.

Bununla birlikte, Hindistan'ın Başbakanı Jawaharlal Nehru da bu hareketin fikri temellerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Nehru, Hindistan'ın bağımsızlığını kazandıktan sonra, her türlü blokajdan uzak, tarafsız bir dış politika izleme arzusuyla Bağlantısızlar Hareketi’nin ilk tartışmalarına katılmıştır. Bu liderlerin birleşmesiyle, Bağlantısızlar Hareketi’nin fikirsel ve pratik temelleri atılmıştır.

Bağlantısızlar Hareketi'nin Hedefleri Nedir?

Bağlantısızlar Hareketi, dünya çapında çoğunlukla gelişmekte olan ve yeni bağımsızlıklarını kazanmış ülkeleri kapsayan bir oluşumdur. Bu hareketin temel hedefi, üye ülkelerin dış politika kararlarında bağımsızlıklarını korumaları ve süper güçlerin etkilerinden uzak durmalarıdır.

Bağlantısızlar Hareketi, üyelerinin dünya çapında barış ve güvenliği sağlama çabalarını desteklemeyi amaçlar. Bu hedefe ulaşmak için hareket, silahlı çatışmalara katılmaktan kaçınmayı, herhangi bir büyük güçle askeri ittifaklar kurmamayı ve uluslararası sorunlara tarafsız bir tutum sergilemeyi savunur. Bu temel ilkeler, aynı zamanda hareketin içinde yer alan ülkelerin bağımsızlıklarını, egemenliklerini ve kendi iç işlerine karışılmamasını sağlama amacını güder.

Bağlantısızlar Hareketi'nin en büyük özelliklerinden biri, bu ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişmelerini dış müdahalelerden uzak bir şekilde gerçekleştirebilmeleridir. Örneğin, Bağlantısızlar Hareketi üyeleri, dünya ekonomisinde adil bir düzen kurulması gerektiğini savunmuşlardır. Bu bağlamda, küresel ticaretin ve uluslararası ilişkilerin daha dengeli hale getirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Bağlantısızlar Hareketi'nin Gelişimi ve Önemi

Bağlantısızlar Hareketi, kurulduktan sonra birçok zirve ve toplantı düzenlemiştir. Bu toplantılar, hareketin üyelerinin birbirleriyle dayanışma içinde olmasını sağlamış ve dünya politikalarına etkide bulunmalarına yardımcı olmuştur. Ancak Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından, bu hareketin etkisi bir süre azalmakla birlikte, küresel siyasetteki birçok önemli konuda hala önemli bir görüş birliği sağlamaktadır.

Bağlantısızlar Hareketi, aynı zamanda dünyanın güney yarım küresindeki gelişmekte olan ülkelerin birleşerek küresel politikada daha fazla söz sahibi olmalarını hedeflemiştir. Bu hedef, özellikle de Afrika ve Asya’daki pek çok ülkenin sömürgecilikten kurtulup bağımsızlıklarını kazanmasından sonra daha da önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede, Bağlantısızlar Hareketi’nin, dünya çapındaki ekonomik eşitsizlikleri ve adaletsizliği gidermeyi amaçlayan bir ideolojiye dönüştüğü söylenebilir.

Bağlantısızlar Hareketi Bugün Ne Durumda?

Bağlantısızlar Hareketi, Soğuk Savaş dönemi sonrası çok daha karmaşık bir dünya düzeninde faaliyet göstermektedir. 21. yüzyılda hareket, özellikle küresel ekonomik eşitsizlikler, iklim değişikliği ve bölgesel güvenlik meseleleri gibi yeni zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Ancak yine de bu hareket, tarihsel olarak bir araya gelmiş olan gelişmekte olan ülkeler için hala önemli bir platformdur.

Hareketin üyeleri, birçok uluslararası platformda, özellikle Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlarda bir araya gelerek ortak sorunlara karşı daha güçlü bir duruş sergileyebilmektedirler. Bağlantısızlar Hareketi’nin bu alandaki etkinliği, günümüzde hala devam etmektedir.

Sonuç olarak, Bağlantısızlar Hareketi, başta Josip Broz Tito olmak üzere, dönemin önemli liderlerinin önderliğinde şekillenmiş ve tarihsel olarak önemli bir bağımsızlık ve tarafsızlık hareketi haline gelmiştir. Bağlantısızlık ilkesi, günümüzde bile dünya politikasında ve uluslararası ilişkilerde etkili bir tutum olmaya devam etmektedir.