Seray Şahinler – Bundan dört sene evvel en memnun gününe hazırlık için 11 arkadaşıyla birlikte Dubai’ye giden iş hanımı Mina Başaran’ın dönüşte yaşadığı kaza Türkiye’yi yasa boğmuştu. Dönüş yolunda İran’da düşen özel jette çabucak hemen 28 yaşında ömrünü kaybeden Mina Başaran’ın anısı ailesi tarafınca topluma dokunarak yaşatılıyor. “Mina’nın Çocukları”yla 10-14 yaş aralığında eğitim bakılırsan kız çocuklarının hayatına temas eden aile, disiplinlerarası projelerle de probleme farkındalık yaratıyor.
Hafızanın devamı
Mina’nın Çocukları’nın sesini geniş kitlelere duyurmak için geçtiğimiz eylül ayında 11 sanatkarın iştirakiyle Bodrum’da “Kolektif Hafıza” standı yapılmış ve ses getirmişti. Akabinde ekimde düzenlenen 16. Contemporary Istanbul’da “Kolektif Hafıza” seçkisinden bu proje için özel üretilmiş bir eser yer aldı. Projenin yeni durağı ise Başaran ailesinin memleketi olan Trabzon’da gerçekleşiyor şu sıralar… Trabzon’un tarihi yerlerinden olan ve geçen yıl onarımı tamamlanan Kızlar Manastırı bu vesileyle birinci çağdaş sanat projesine de mesken sahipliği yapıyor.
Ayna üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, İran asıllı Amerikalı sanatçı Shirin Abedinirad’ın yere mahsus yerleştirmelerinden oluşan “Kolektif Yansıma” standı 1 Mart’ta ziyarete açıldı. Türk Üniversiteli Bayanlar Derneği’nin takviyesiyle, Ayça Okay küratörlüğünde düzenlenen stant 13.YY’da kız öğrencilerin yaşam-üretim alanı ve korunma gayesi ile inşa edilmiş Kızlar Manastırı’ndan, dayanışmaya, toplumsal cinsiyet eşitliğine, kolektif hafızaya davet yapıyor.
Abedinirad’ın tarihi manastırın farklı kısımlarına yerleştirdiği aynaların oluşturduğu yansımalar bireyde de kırılmalar yaratıyor. Hem kendi geçmişinizle hem yanınızdakilerle yüzleştiriyor sizi. Kilisenin ortasına konumlanan ayna ise tarihle bugünü buluşturuyor diyebiliriz. Shirin Abedinirad’ın “Her şeyi olduğu üzere yansıtma” tercihi hem Mina’nın Çocukları’nın ideolojisiyle hem yerin misyonuyla birbirini tamamlıyor.
Shirin Abedinirad, projeyle bir arada bayanları cesaretlendirmeyi hedeflemiş. Aynaların bu noktada tetikleyici bir rolü var. Mina’nın Çocukları’nın ideolojisinin çalışmalarına tesirinden bahseden Abedinirad, “Kadınlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için aynadaki yansımalarına bakmalarının kâfi olduğunu eser yerleştirmelerimle anlatmaya çalışıyorum. Bilhassa erkek hâkim toplumlarda, üretken, gökyüzü üzere aydınlık bayanlara ümitsizliğe kapıldıklarında gökyüzüne bakmalarına ve yaptıklarını yapmaya devam etmeleri için bir ileti veriyorum. Bence burada değerli olan cesaret” diyor. “Kolektif Yansıma” standı 11 Mart’a kadar ziyarete edilebilir. Kızlar Manastırı’nın başarılı bir onarım örneği olduğunu da ekleyelim.
“Burada nefes aldık”
Mina Başaran’ın annesi Beril Başaran, standın açılışında hislerini şu sözlerle lisana getirdi: “2018 yılında yolum dostlarım yardımıyla Türk Üniversiteli Bayanlar Derneği, İstanbul Şubesi ile kesişti ve 11 genç kızımıza burs verdik. “Mina’nın Çocukları” da büsbütün bu parlak genç kızların başından sonuna inşa ettiği ve bana ikram ettiği bir proje. Zor bir periyotta burada nefes aldık. 8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Günü’nü burada coşkuyla kutluyoruz. Burada kızlar okumuş, üretmiş. Dönüşüme katkıda bulunmuşlar. Mina’nın Çocukları projesi de bununla fazlaca örtüşüyor.”
Hafızanın devamı
Mina’nın Çocukları’nın sesini geniş kitlelere duyurmak için geçtiğimiz eylül ayında 11 sanatkarın iştirakiyle Bodrum’da “Kolektif Hafıza” standı yapılmış ve ses getirmişti. Akabinde ekimde düzenlenen 16. Contemporary Istanbul’da “Kolektif Hafıza” seçkisinden bu proje için özel üretilmiş bir eser yer aldı. Projenin yeni durağı ise Başaran ailesinin memleketi olan Trabzon’da gerçekleşiyor şu sıralar… Trabzon’un tarihi yerlerinden olan ve geçen yıl onarımı tamamlanan Kızlar Manastırı bu vesileyle birinci çağdaş sanat projesine de mesken sahipliği yapıyor.
Ayna üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, İran asıllı Amerikalı sanatçı Shirin Abedinirad’ın yere mahsus yerleştirmelerinden oluşan “Kolektif Yansıma” standı 1 Mart’ta ziyarete açıldı. Türk Üniversiteli Bayanlar Derneği’nin takviyesiyle, Ayça Okay küratörlüğünde düzenlenen stant 13.YY’da kız öğrencilerin yaşam-üretim alanı ve korunma gayesi ile inşa edilmiş Kızlar Manastırı’ndan, dayanışmaya, toplumsal cinsiyet eşitliğine, kolektif hafızaya davet yapıyor.
Abedinirad’ın tarihi manastırın farklı kısımlarına yerleştirdiği aynaların oluşturduğu yansımalar bireyde de kırılmalar yaratıyor. Hem kendi geçmişinizle hem yanınızdakilerle yüzleştiriyor sizi. Kilisenin ortasına konumlanan ayna ise tarihle bugünü buluşturuyor diyebiliriz. Shirin Abedinirad’ın “Her şeyi olduğu üzere yansıtma” tercihi hem Mina’nın Çocukları’nın ideolojisiyle hem yerin misyonuyla birbirini tamamlıyor.
Shirin Abedinirad, projeyle bir arada bayanları cesaretlendirmeyi hedeflemiş. Aynaların bu noktada tetikleyici bir rolü var. Mina’nın Çocukları’nın ideolojisinin çalışmalarına tesirinden bahseden Abedinirad, “Kadınlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için aynadaki yansımalarına bakmalarının kâfi olduğunu eser yerleştirmelerimle anlatmaya çalışıyorum. Bilhassa erkek hâkim toplumlarda, üretken, gökyüzü üzere aydınlık bayanlara ümitsizliğe kapıldıklarında gökyüzüne bakmalarına ve yaptıklarını yapmaya devam etmeleri için bir ileti veriyorum. Bence burada değerli olan cesaret” diyor. “Kolektif Yansıma” standı 11 Mart’a kadar ziyarete edilebilir. Kızlar Manastırı’nın başarılı bir onarım örneği olduğunu da ekleyelim.
“Burada nefes aldık”
Mina Başaran’ın annesi Beril Başaran, standın açılışında hislerini şu sözlerle lisana getirdi: “2018 yılında yolum dostlarım yardımıyla Türk Üniversiteli Bayanlar Derneği, İstanbul Şubesi ile kesişti ve 11 genç kızımıza burs verdik. “Mina’nın Çocukları” da büsbütün bu parlak genç kızların başından sonuna inşa ettiği ve bana ikram ettiği bir proje. Zor bir periyotta burada nefes aldık. 8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Günü’nü burada coşkuyla kutluyoruz. Burada kızlar okumuş, üretmiş. Dönüşüme katkıda bulunmuşlar. Mina’nın Çocukları projesi de bununla fazlaca örtüşüyor.”